Okunmamış kitapların arasında,
Tertemiz ekmeğini kazanmış iki kişi.
Büyük buhrandan beri görülmemiş,
Ortanca Lenin'in müjdelediği devrim kadar bilinmez,
bir iktisadi krizin
köşesine oturttuğu iki kişi...
Köşesinde demek ki ayna,
İki kişiyiz aslında.
Hiç de kabul etmez hırsızlığı,
Çarşıda pazarda iki üç kişi içer,
Gene meydan ayyaşa kalır.
Ben bir kimseyim ki
insanlar benden gelir,
ilk insan olmadığım gibi
Adem'lerin ilkiyim.
Çalıntı mallar, evin köşesinde birikti.
Demek ki insanlar çalıştıkça değil
çaldıkça birikir.
Biriken hayattır,
Nefes nefese kaçılan bir ikiliktir.
Çalıntı mallarını arayan esnafı,
zor sakinleştirdi polis.
Polis ki karakolda bir atmaca,
sokakta korku dolu mafya.
Mahalle bu
Elimizdeki korkunç makina.
Çalıntı malları yere koy,
Diye de bağırmıştı polis...
Polis ki kimimize göre ayyaş,
kimimize göre hoş beş.
Çalışkan ve tertemiz emekçi bu iki kişi,
nasıl olmuştu da sürüklenmişti hırsızlığa.
Ne acı karı koca hırsız olmak,
Sürgüyü kapadılar mı ardından,
anlarsın dünya kaç bucak.
Ne acı karı koca hırsız olmak,
varken tertemiz iş yerinde çalışmak,
Oysa işsizlik,
Zordur harabelerinden baharın.
Bahar ki harbeder insanı yıkar da
Geriye ancak anlak kalır.
Biçimi ve özü bilen şair kadar gerçek kalır.
Yeryüzü emek kadar temiz şey görmedi,
Emek karşılığı kazanılan ekmek kadar temiz
ekmek
görmedi.
Aşk ki sürgüsü ile biter demir kapının,
Aşk ki temiz insanlar getirir aşka tertemiz,
Emek kadar,
Çalıntı mal kadar,
Aşıktır kader.
Ve insan yeryüzünün,
Temiz Ademidir.
Toprağı temizdir,
Ruhu temizdir,
Tanrı en çok onu sevmiş
Onu beğenmiştir.