Malum, sinema salonları kapanmak üzere, bağımsız filmlerin gösterim şansı giderek azalıyor. Öte yandan serbest piyasada hayatta kalmaya çalışan sinemacılar kendilerini online televizyonlarda göstermeye başladılar. İyi mi, iyi. Film maliyetleri düştü, ama sinemada izlenen film cazibesini kaybetti. Olsun. Normalde dizi izleyen birisi değilim, vaktim olmuyor. Fakat bu virüs salgınında iki dizi ilgimi çekti. İkisi de ağır eleştirel dizilerdi. Edebi kalitesi yüksek Amerikan seri katil türündeler. Emin Alper'in Alef'i... Diğeri de Onur Saylak'ın Şahsiyet'i... Bu iki dizi fikrimi biraz değiştirdi. Malum Fatih Akın'da geçtiğimiz yıl bir seri katil filmi çekmişti. Alman toplumunu eleştirmekteydi. Bu iki dizi de benzeri bir eleştirel yana sahip. Biri hukuki diğeri dini bir eleştiri... Denilebilir ki Akın'ın yolundan gidiyorlar. Şahsiyet mükemmel ışıklandırılmış. Alef çok iyi kurgulanmış, çok dingin bir atmosferde ve gerçekçi. Denilebilir ki Saylak'ın ve Alper'in sinema dili tam oturmuş dil. Bu iki dizi karşılaştırılmalı incelenmesi de gerekli mi gerekli.
Denilebilir ki bu tür, toplumun sorunlarına kayıtsız kalamayan yazar/yönetmenlerin çığlığı. Toplumda çok akut problemler var. Hukuk problemi ve din (inanç değil) problemi. Umuyorum, toplum da sağlığına kavuşur da tekrar ferah sinemamıza döneriz.