Maddeler

acı adalet adem af afrika agnes varda ağaç ahlak ahmet hamdi tanpınar ahmet telli aile akıl akıl hastanesi akira kurosawa akrep alaturka albay çiçek ali alim amerika ampirizm anadolu anadolu rock analiz anarşizm anlamak anne-baba ansiklopedi antik yunan antropoloji arap aristo arkadaş arzu asker aşk aşmak at ataol behramoğlu atıf yılmaz atilla ilhan attar avrupa aydınlanma ayı ayrılık ayrımcılık aziz babam bach baki barış barthes baudelaire beğenmek behçet necatigil bektaşi ben benjamin benlik bergson beşiktaş biçim-öz bilgi bilgisayar bilim bilinç birey biyoloji brecht bresson buda bulantı cahit arf cahit zarifoğlu camera obscura camus can sıkıntısı can yücel canan özgür cemal süreya cennet ceza chp chris marker christopher marlowe cinuçen tanrıkorur cumhuriyet cüneyt cebenoyan çağ çalışmak çin çoktanrılı çöp dadaizm-sürrealizm dağ dedem deleuze deli demokrasi descartes devlet devrim dil divan diyalektik doğa doğu-batı dostoyevski dönüşümler duyu dünya düşman düşünme ebediyet edebiyat edebiyat eleştirisi edip cansever eflatun eğitim ehli beyt einstein ekitap ekoloji enel hak engels engizisyon erdem estetik ev fabrika farabi fark farsça faust felsefe fenomenoloji feza gürsey fikir filmlerim foto-gerçekçilik fotoğraf foucault frankfurt okulu futbol futurizm fuzuli garip gazali gece gelecek gemi gençlik gerçek goethe gök görümlerim göstergebilim gurur gülümseme günah gürcistan güven güzel haber habil-kabil hac hafıza hafızı şirazi hakikat hallacı mansur hamlet hapisane harabat hasan-hüseyin hastalık hat hatırlamak hayal hayat haydar ergülen hayvan haz hegel heidegger hezarfen hırs hırsız hiçlik hikaye hile hilmi yavuz hitchcock hölderlin hristiyanlık hukuk hurufilik hümanizm ışık ibn rüşd ibn tufeyl ibrahim ibrahim tenekeci idam idealizm-realizm ideoloji ikinci yeni iktidar iktisat inanç incil insan inziva isa islamcılık ismet özel israil istanbul isyan işçi işgal işsizlik itiraz iyi-kötü izlenimcilik izsürücü japonya jazz&blues jeanne d'arc jules verne jung kader kadın kafka kalp kant kapitalizm kara şiir karanlık kelam kent kıskançlık kibir klasik müzik korku köle-efendi köy kral edip kul kuran kuş kutsal küçürek öykü laboratuvar leibniz leonardo leyla-mecnun luis bunuel machiavelli makine man ray marcus aurelius marksizm matematik mehmet akif ersoy melek melih cevdet memleket merhamet meryem meslek metafizik metin eloğlu mevlevi mey michelangelo milli mücadele mistisizm modernlik montaj muhabbet musa mustafa kemal muş mutluluk mülkiyet müzik nazım hikmet nedim nesimi ney neyzen tevfik nietzsche nobel nuh nurettin topçu nuri pakdil odam oktay rıfat ordo nominis orhan pamuk orhan seyfi orhon orson welles ortadoğu oruç aruoba osmanlıca otomatik öyküler öfke öğrenen makine öğrenmek öğretmen-öğrenci öğüt ölüm ömer hayyam örtü özbilinç özgürlük öznellik paranoya pir sultan piyes polisiye psikanaliz psikoloji puşkin rastlantı reklam religio renkler resim richard sennett riya rock'n roll roman ropörtaj rönesans ruh rumi russell rüya saat sağ-sol sağlık sait faik salah birsel salgın sanat sartre saussure savaş schopenhauer seneca sezai karakoç sezgi shakespeare sinema sinema salonu sinirbilim siyaset sokrat sonsuzluk sorgu sosyal gerçekçilik sosyalizm sovyet sömürgecilik söz spinoza stoa su sun tzu sürgün şair şehir şeytan şiddet şiir şirazi tanrı tarih tarkovsky tasavvuf taşra techno teknik terör tevazu tıp tin tiyatro toplum toprak tora tövbe tragedya travma truffaut turgut uyar türk beşlisi türkçülük türkiye türkü umut unutmak usta-çırak uşak uyku uyuşturucu ülkü tamer üretim-tüketim ütopya van gogh varoluşçuluk vatan vertov victor hugo wittgenstein yabancı yahya kemal yalan yalnızlık yapay edebiyat yapısalcılık yara yargı yaş yaşamak yaşlı yavuz turgul yazar yazgı yeni türkiye sineması yıldız yoksulluk yol yolculuk yunus emre yurtdışı zaman zihin ziya gökalp zulüm zweig

29 Kasım 2020 Pazar

Uyuşturucu, Suç ve Biyopolitika - Michel Foucault

Peki somut olarak söz konusu olan nedir? Elimizde bunun üzerine ya­pılmış çok sayıda inceleme yok. Ehrlich’in ölüm cezası üzerine yürüttüğü ve sonuçta idamı yeterince faydalı bulduğunu söylediği bir analiz mevcut.32 Bu­ nu bir kenara bırakalım. Bu tip analizler bana, esasında incelediği konuya da­ir ne anlamlı, ne de işlevsel geliyor. Fakat [başka] alanlarda, özellikle de su­çun piyasa fenomenini en yakından ilgilendirdiği alanlarda karşılaştığımız so­nuçlar üzerinde tartışmaya değer. Kuşkusuz özellikle de uyuşturucu meselesi. Kendisi de bizatihi bir piyasa fenomeni olduğundan, ister istemez ekonomik analize, son derece basit ve erişilebilir bir suç ekonomisine giriyor. Evet, uyuşturucu bir piyasa olarak öne çıkıyor ve aşağı yukarı 1970’lere dek uyuş­turucuya karşı uygulanan yasal politika esas olarak uyuşturucu arzını azalt­maya yönelikti. Uyuşturucu arzını, uyuşturucu suçu arzını azaltmak ne anla­ma geliyordu? Tabii ki piyasaya sunulan uyuşturucu miktarını azaltmak. Pe­ki bu ne anlama geliyordu? Önce üretim ağlarını denetleyip ortadan kaldır­mak, ardından da dağıtım ağlarını ortadan kaldırmak. 1960’lı yıllardaki bu politikanın ne sonuçlar verdiğini hepimiz biliyoruz. Üretim ve dağıtım ağları­nın tamamen yok edilmeleri mümkün olmadığı için -ki bunun sebeplerini ay­rıca tartışabiliriz- kısmen ortadan kaldırılmalarının sonucunda ne oldu? Bi­rincisi uyuşturucu biriminin fiyatını yükseltti. İkincisiyse, büyük satıcıların, dağıtıcıların, büyük üretim ve dağıtım şebekelerinin güdümünde tekel ya da oligopol durumları yaratılmasına yol açtı. Bu da ayrıca fiyatları yükseltti, zi­ra piyasa ve rekabet kanunları işlemez olmuştu. Üçüncü ve son olarak, suça yönelik en önemli sonuçsa şu: özellikle ciddi uyuşturucu bağımlıları ve bazı uyuşturucular açısından uyuşturucu kullanımı hiçbir esnekliğe sahip değil. Yani fiyatı ne olursa olsun bağımlı kişi uyuşturucusunu bulacak ve ne kadar yüksek olursa olsun istenen fiyatı ödeyecektir. Uyuşturucu talebinin bu kate­gorisinin en ufak esneklikten yoksun olması suç oranını artıracaktır - şöyle basitleştirelim: uyuşturucu müptelasını, ihtiyacı olan uyuşturucunun parasını denkleştirebilmek için sokakta birini vurup cüzdanını çalacak hale getirecek­tir. Bu açıdan, 60’lı yıllarda bu konu üzerine üretilen yasal düzenek, yasal yaptırım, enforcement düzeneği kocaman bir fiyaskoyla sonuçlandı.

Foucault - Biyopolitikanın Doğuşu. s.214.

Hakkımda

Fotoğrafım
I have a unique blend of expertise in art and engineering, with a specialization in animation, video production, and drama. I'm deeply passionate about the art of montage and its significance in cinema, and I strictly adhere to the principles of tragedy in my written works. I also incorporate machine learning techniques in my literary works and animations, actively contributing to the development of these algorithms and regularly publishing my findings in scientific conferences and journals.