Peki somut olarak söz konusu olan nedir? Elimizde bunun üzerine yapılmış çok sayıda inceleme yok. Ehrlich’in ölüm cezası üzerine yürüttüğü ve sonuçta idamı yeterince faydalı bulduğunu söylediği bir analiz mevcut.32 Bu nu bir kenara bırakalım. Bu tip analizler bana, esasında incelediği konuya dair ne anlamlı, ne de işlevsel geliyor. Fakat [başka] alanlarda, özellikle de suçun piyasa fenomenini en yakından ilgilendirdiği alanlarda karşılaştığımız sonuçlar üzerinde tartışmaya değer. Kuşkusuz özellikle de uyuşturucu meselesi. Kendisi de bizatihi bir piyasa fenomeni olduğundan, ister istemez ekonomik analize, son derece basit ve erişilebilir bir suç ekonomisine giriyor. Evet, uyuşturucu bir piyasa olarak öne çıkıyor ve aşağı yukarı 1970’lere dek uyuşturucuya karşı uygulanan yasal politika esas olarak uyuşturucu arzını azaltmaya yönelikti. Uyuşturucu arzını, uyuşturucu suçu arzını azaltmak ne anlama geliyordu? Tabii ki piyasaya sunulan uyuşturucu miktarını azaltmak. Peki bu ne anlama geliyordu? Önce üretim ağlarını denetleyip ortadan kaldırmak, ardından da dağıtım ağlarını ortadan kaldırmak. 1960’lı yıllardaki bu politikanın ne sonuçlar verdiğini hepimiz biliyoruz. Üretim ve dağıtım ağlarının tamamen yok edilmeleri mümkün olmadığı için -ki bunun sebeplerini ayrıca tartışabiliriz- kısmen ortadan kaldırılmalarının sonucunda ne oldu? Birincisi uyuşturucu biriminin fiyatını yükseltti. İkincisiyse, büyük satıcıların, dağıtıcıların, büyük üretim ve dağıtım şebekelerinin güdümünde tekel ya da oligopol durumları yaratılmasına yol açtı. Bu da ayrıca fiyatları yükseltti, zira piyasa ve rekabet kanunları işlemez olmuştu. Üçüncü ve son olarak, suça yönelik en önemli sonuçsa şu: özellikle ciddi uyuşturucu bağımlıları ve bazı uyuşturucular açısından uyuşturucu kullanımı hiçbir esnekliğe sahip değil. Yani fiyatı ne olursa olsun bağımlı kişi uyuşturucusunu bulacak ve ne kadar yüksek olursa olsun istenen fiyatı ödeyecektir. Uyuşturucu talebinin bu kategorisinin en ufak esneklikten yoksun olması suç oranını artıracaktır - şöyle basitleştirelim: uyuşturucu müptelasını, ihtiyacı olan uyuşturucunun parasını denkleştirebilmek için sokakta birini vurup cüzdanını çalacak hale getirecektir. Bu açıdan, 60’lı yıllarda bu konu üzerine üretilen yasal düzenek, yasal yaptırım, enforcement düzeneği kocaman bir fiyaskoyla sonuçlandı.
Foucault - Biyopolitikanın Doğuşu. s.214.