Varoluşçuluk Üzerine - Hegel
Kendinde olan, varoluşa geldiği için kuşkusuz değişime uğrar, ama bir ve aynı kalmaya da devam eder, çünkü bütün sürece hükmetmektedir. Örneğin, bitki salt belirsiz bir değişim içinde kendisini yitirmez. Tohumdan, başlangıçta görülecek hiç bir şey yokken, çok şey meydana gelir; ama ortaya çıkan şeyin bütünü gelişmemişse henüz gizlidir ve ideal olarak kendi içerisinde kapsanmıştır. Bu varoluşa yansıma ilkesi tohumun salt kendinde kalamayıp gelişmeye itilmesidir, çünkü yalnızca kendinde olma ve aynı zamanda da böyle olmayı arzulamama çelişkisini sunmaktadır. Ama bu kendi dışından gelmenin gözettiği bir erek vardır; onun bütünüyle ulaşılan tamlığı ve daha önceden belirlenmiş ereği, ilk duruma bir geri dönüşe yol açan tohumun meyvesi veya ürünüdür. Tohum bir tek kendisini üretecek ve kendisinde içerilen şeyi sergileyecektir, öyle ki başladığı birliği bir kez daha yenilemez üzere sonra kendisine göre dönülebilsin. Doğada, başlangıcı oluşturan özne ile ereği oluşturan maddenin, tohum ve meyve durumunda olduğu gibi, iki ayrı birim olduğu şüphesiz doğrudur. İkileme sürecinin görünüşte içerik bakımından aynı olan ve iki şeye ayrılma gibi bir sonucu vardır. O nedenle hayvansal yaşamda ebeveyn ve yavru doğaları aynı olmasına rağmen, farklı bireylerdir.
Zihinde durum başka türlüdür: O kendisinde başlangıcı ve ereği birleştiren bilinçtir ve bu nedenle de özgürdür. Doğadaki tohum örneğinde olduğu gibi, Zihin kendisini başkası olarak oluşturduktan sonra kendisini birliğe geri çözer. Fakat kendinde olan şey Zihin için olur ve böylece kendi için varlığa ulaşır. Öte yandan, şimdi içerisinde taşıdığı meyve ve tohum başlangıçtaki tohum için değil, yalnızca bizim için olur; Zihin durumunda ise her iki etken de karakter bakımından kendinde aynı olmakla kalmaz, tersine başkası için bir varlık ve aynı zamanda da kendi için bir varlık söz konusudur. "Başkası" için olan, bu "başkası" ile aynıdır; bundan dolayı da bir tek Zihin kendi "başkası"nda kendi evindedir. Zihnin gelişimi, ortaya çıkıp ayrılmasının onun kendine gelmesini oluşturduğu olgusunda yatmaktadır.Zihnin bu kendinde-evde olması veya kendine-gelmesi onun tam ve en yüksek ereği olarak tarif edilebilir: Arzuladığı şey bir tek budur, başka bir şey değildir.
Felsefe Tarihi, Hegel