programda sormuştun. ben piyes yazarıyım. tiyatro, şiirin içinden gelen bir tür. en yakın tiyatro eleştirisi ne idi, hesaplamalı eleştiri idi... yani yapay zeka, yani veri bilimi ile büyük tiyatro metinlerinin yapısal özelliklerini çıkarmaktı. bu ne demek... brecht'i düşünelim. trajediyi aşmak istemişti değil mi... aşmaya çalıştığı işçi sınıfının trajedisi idi. o yüzden epik türünü, aristocu anlamdaki trajediyi aşmak için icat etti. bu bir karşı çıkıştı. nietzche de benzerini yaptı, trajediye bakışımızı değiştirdi. işte ben de bu analizlerin bizi trajediyi aşmaya götüreceğini düşünüyorum. işçi sınıfının trajedisinin aşılması gerekiyor. yapay zeka bir yandan işsiz bırakırken insanları, yani trajediye sebep olurken... bir yandan da belki bir umudu da içinde barındırıyor. yeni işler, yeni meslekler, belki daha müreffeh bir dünya... bakalım ne olacak. tabi öyle de bırakmamak gerekiyor, aydın sorumluluğuyla bu trajediyi nasıl aşacağız düşünmek gerekiyor.
işte benim tiyatrom, işçi sınıfının trajedisini aşmaya çalışan bir tiyatro tıpkı brecht gibi... tiyatronun adeta bir yapısöküme uğratılması ve yeni ve daha üst bir forma ulaşması... bunun için şiirdeki özü, senin deyiminle koru aramaktayım. bu öz üzerine tartışmalar da beni varoluşçuluk düşüncesine kadar getirmekte... unutmamak gerekir ki varoluşçuluk, tekniğe ve teknoloji de isyandır!
selamlar,
mehmet
işte benim tiyatrom, işçi sınıfının trajedisini aşmaya çalışan bir tiyatro tıpkı brecht gibi... tiyatronun adeta bir yapısöküme uğratılması ve yeni ve daha üst bir forma ulaşması... bunun için şiirdeki özü, senin deyiminle koru aramaktayım. bu öz üzerine tartışmalar da beni varoluşçuluk düşüncesine kadar getirmekte... unutmamak gerekir ki varoluşçuluk, tekniğe ve teknoloji de isyandır!
selamlar,
mehmet